Peygamberimizin Misk İle ilgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

Ebû Mûsâ el-Eş’arî (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, güzel koku satan bir satıcı ile körükçü gibidir: Misk satan kişi ya sana güzel kokusundan bedava verir ya da sen onu satın alırsın ya da (en azından yanında olduğun sürece) güzel kokusunu alırsın. Körük çeken kişi ya elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.”

Buhari, Zebaiha 31, Buyu’ 38; Müslim, Birr 146. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Edeb 16.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Allah yolunda yaralanan kimse, kıyamet günü yarasından kan akarak Allah’ın huzuruna gelir. Rengi kan rengi, kokusu da misk kokusudur.”

Buhari, Cihad 10, Zebaiha 31; Müslim, İmara 105. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fadail el-cihad 21; Nesai, Cihad 27.

Muaz (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bir Müslüman Allah yolunda bir devenin sağılması kadar bir süre cihad ederse, cennet onun hakkıdır. Allah yolunda yaralanan veya bir belaya düşen kimse, kıyamet günü yaralandığı günkü gibi kanlar içinde Allah’ın huzuruna çıkar. Kanının rengi safran gibi parlak kırmızıdır ve kokusu misk kokusu gibidir.”

Ebu Davud, Cihad 40; Tirmizi, Fedail el-cihad 21. Ayrıca bkz. Nesai, Cihad 25.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Kişinin oruç hariç her ameli kendisi içindir. Oruç Benim içindir, onun mükafatını Ben vereceğim.”

Oruç bir kalkandır. Sizden biri oruç tuttuğu gün, küfür etmesin veya kavga etmesin. Fakat biri ona hakaret ederse veya onunla kavga ederse, ‘Ben oruçluyum’ desin.

Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun huzur bulacağı iki sevinç anı vardır: Biri orucunu açtığı an, diğeri de orucunun mükafatıyla Rabbine kavuştuğu andır.”

Buhari, Savm 9; Müslim, Siyam 163

Bu, Buhari’nin rivayetidir. Buhari’nin bir başka rivayeti (Savm 3) şöyledir: Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Oruçlu kişi, Benim rızam için yemekten, içmekten ve cinsel arzudan uzak durur. Oruç, doğrudan Benim rızam için yapılan bir ibadettir. Orucun mükafatını Ben veririm, her iyiliğin mükafatı ise on katıdır.”

Müslim’in rivayetine göre (Sıyam 164), Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“Kişinin her amelinde mükafatı kat kat artar. Bir iyilik on katından yedi yüz katına kadar katlanır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ama oruç farklıdır. O Benim içindir ve ben onu mükafatlandıracağım. Oruçlu kişi şehvetini ve yemeğini Benim için terk eder.”

Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri orucunu açmanın sevinci, diğeri de Rabbine kavuşmanın sevinci. Oruçlunun ağız kokusunun Allah katında misk kokusundan daha güzel olduğunda şüphe yoktur.”

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yüce Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye, ‘Onu yalnızca benim yolumda cihada, bana inanmaya ve elçilerimi tasdik etmeye gönderdi’ diyerek garanti verir. Allah, eğer şehit olursa onu cennete koyacağını, eğer bir gazi olursa onu manevi mükafat ve dünya ganimetleriyle geri getireceğini garanti etmiştir. Muhammed’in canını kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda açılan bir yara, kıyamet günü, açıldığı günkü şekliyle gelecektir: rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur. Muhammed’in canını kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Müslümanlara zor gelmeseydi, Allah yolunda hiçbir seferde geri oturup kalmazdım. Fakat onları yönetecek maddi gücü bulamıyorum ve onlar da güç bulamıyorlar. Ve Benden ayrılıp geride kalmak onlara çok zordur.” Muhammed’in ruhunu elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra yine savaşıp öldürülmeyi, sonra yine savaşıp yine öldürülmeyi çok isterdim.”

Müslim, İmâre 103. Ayrıca bkz. Buhârî, Cihâd 7 (Hadisin kısa bir bölümü); Nesâî, İmân 24.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*