Ebu Abdullah Habbab ibn Arat (Allah ondan razı olsun) şöyle dedi:
Kabe’nin gölgesinde, hırkasını başının altına yastık yapıp istirahat ederken, biz Resûlullah’a (s.a.v.) müşriklerin bize yaptığı işkenceyi şikâyet ederek:
Biz: “Bizim için Allah’tan yardım istemez ve dua etmez misiniz?” diye sorduk. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
– “Önceki milletlerde, bir mümin tutuklanır ve kazılmış bir çukura konurdu. Sonra, başından aşağı ikiye biçilir ve eti ve kemikleri demir tırmıklarla taranırdı. Fakat bunların hiçbiri onu dininden döndüremezdi. Yemin ederim ki Allah bu dini mutlaka kuracaktır. Öyle ki, tek başına bir atlı, Allah ve sürüsüne saldıran kurtlar dışında hiçbir şeyden endişe etmeden Sana’dan Hadramut’a kadar güvenle seyahat edebilir. Fakat siz sabırsızsınız.”
Buhari’nin bir başka rivayetinde ise ifade şöyledir: “Peygamber (s.a.v.) hırkasına sarınmıştı. Müşrikler tarafından çokça işkenceye uğruyorduk.”
Buhari, Menakıb 25. Ayrıca bkz. Buhari, İkrah 1, Menakıb el-Ensar 29, Ebu Davud, Cihad 97
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet günü, başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir zamanda Allah, yedi sınıf insanı Arş’ının gölgesinde barındıracaktır:
Adil bir başkan,
Rabbine hizmet eden saf bir hayatla büyüyen genç adam,
Gönlü camilere sevgiyle bağlı bir Müslüman,
Allah için birbirini seven, birleşmeleri de ayrılmaları da Allah için olan iki kişi.
Güzel ve yüksek mevki sahibi bir kadının gayri meşru davetine “Ben Allah’tan korkarım” diyerek icabet etmeyen yiğit adam,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse.
“Yalnız başına Allah’ı anıp gözyaşı döken kimse.”
Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudud 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bkz. Tirmizî, Zühd 53; Nasai, Qudat 2
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayete göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet günü, başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir zamanda Allah, yedi kişiyi Arş’ının gölgesinde barındıracaktır:
Adil bir başkan,
Rabbine hizmet eden saf bir hayatla büyüyen genç adam,
Kalbi camilere bağlı bir Müslüman,
Allah için birbirini seven, buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki kişi.
Güzel ve itibarlı bir kadına “Ben Allah’tan korkarım” diyerek birlikte olma isteğiyle yaklaşmayan yiğit adam,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse.
“Yalnız başına Allah’ı anıp gözyaşı döken kimse.”
Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudud 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bkz. Tirmizî, Zühd 53; Nasai, Qudat 2
İbn Ömer (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Yedi kişi, Kıyamet Günü’nde, O’nun gölgesinden başka gölgenin olmayacağı bir zamanda, Allah tarafından gölgelendirilecektir. Bunlar şunlardır:
Adaletli bir devlet başkanı, Rabbine ibadetle yetişmiş bir genç, kalbi camilere bağlı bir insan, Allah için birbirini seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayanan iki insan, yanına girmek isteyen saygın ve güzel bir kadını ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek kabul etmeyen bir adam, sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizlice sadaka veren bir adam, yalnızken Allah’ı andığında gözleri yaşla dolan bir adam.”
Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudud 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bkz. Tirmizî, Zühd 53; Nasai, Qudat 2
Ebû Ümâme radıyallahu anh’ın rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Sadakaların en faziletlisi, Allah yolunda kurulan bir çadırın gölgesi, Allah yolunda cihad edene verilen bir hizmetçi ve Allah yolunda bağışlanan bir devedir.”
Tirmizî, Fazâil-i Cihad 5
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
Şüphesiz ki Allah Teala kıyamet günü şöyle buyuracaktır:
“Benim uğruma birbirlerini sevenler nerede? Bugün, benim gölgemden başka gölge bulunmadığında, onları arşımın gölgesinde gölgelendireceğim.” diyor.
Müslim, Birr 37. Ayrıca bkz. Tirmizî, Zühd 53.
Ebu Bekir İbn Ebu Musa el-Eş’arî şöyle demiştir:
Babam Ebû Musa (radıyallahu anh) düşman karşısında durup şöyle dedi:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu duydum: “Şüphesiz cennetin kapıları kılıçların gölgesi altındadır.” Bunun üzerine, üzerinde paçavralar olan bir adam ayağa kalktı ve şöyle dedi:
“Ey Ebu Musa! Allah Resulü’nün (ﷺ) bu sözleri söylediğini duydun mu?” diye sordu. Ebu Musa şöyle dedi:
-Evet duydum, diye cevap verdi. Bunu duyan adam arkadaşlarına döndü ve şöyle dedi:
-“Selam sana” dedi ve kılıcının kınından çıkarıp fırlattı. Sonra elinde kılıcıyla düşmana doğru yürüdü ve ölünceye kadar düşmanla savaştı.
Müslim, İmara 146. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fazail el-cihad 23.
Abdullah İbn Abbas (radıyallahu anh) şöyle dedi:
Peygamber (s.a.v.) halka hitap ederken, ayakta duran bir adam gördü ve onun kim olduğunu sordu. Sahabeler:
“O, Ebu İsrael’dir. Güneşte durmamaya, oturmamaya, gölgelenmemeye, konuşmamaya ve sürekli oruç tutmaya yemin etmiştir.” dediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
– “Ona söyle, konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu tamamlasın” dediler.
Buhari, Eyman 31. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Eyman 19.
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayete göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
– “Lanete sebep olacak iki şeye dikkat edin,” dedi. Şerefli sahabeler dediler ki:
“Laneti gerektiren iki şey nedir?” diye sordular. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
– “İnsanların geçtiği yollara ve gölgeliklere, sığındıkları yerlere işemektir” dedi.
Müslim, Taharet 68. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Taharet 14.
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim sıkıntıda olan bir borçluya mühlet verir veya borcunun bir kısmını veya tamamını bağışlarsa, Allah onu kıyamet gününde, Allah’ın gölgesinden başka gölge bulunmayan zamanda, arşının altında gölgelendirir.”
Tirmizî, Büyu’ 67. Ayrıca bkz. Müslim, Zühd 74; İbn Mâce, Sadaka 14.
Bir yanıt bırakın