Bakara Suresi 64 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 64. ayetinin yazımı

Sonra siz bundan sonra yüz çevirdiniz. Eğer Allah’ın üzerinizde lütfu ve rahmeti olmasaydı, mutlaka kaybedenlerden olurdunuz.

Bakara Suresi 64. Ayet Anlamı

Bundan sonra geri döndünüz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki lütfu ve merhameti olmasaydı, mutlaka kaybedenlerden olurdunuz.

Bakara Suresi 64. Ayet Tefsiri

Hz. Peygamber dönemindeki Yahudiler, Allah’ın İsrailoğullarına nasıl bir vaatte bulunduğunu bildiklerinden, ayette bu hususta bilgi verilmesine gerek görülmemiştir (ayrıntılı bilgi için 40. ayetin tefsirine bakılabilir).

Ayette İsrailoğulları üzerine yükseltildiği bildirilen Tûr’un anlamı, Musa’ya vahyin geldiği Sina’daki dağ veya herhangi bir dağ olabilir (İbn Atiyye, I, 158-159). Hz. Musa, Tevrat levhalarıyla Tur’dan kavmine döndüğünde onlara Tevrat’ı alıp ona sarılmalarını, böylece kurtuluşa erebileceklerini emretti. Konuyla ilgili tefsir kitaplarında yer alan rivayetlerden birine göre, İsrailoğulları, Hz. Musa’nın, “Allah bizimle konuştuğu gibi bizimle de konuşmadıkça, senin dediklerini yapmayız!” isteğine karşılık verdiklerinde, birden baygınlık geçirip yere yığıldılar; kendilerine geldiklerinde ise yine direndiler; en sonunda Allah’ın emriyle melekler Filistin’deki bir dağı söküp, Hz. Musa’nın emrine uymamaları için Yahudilerin üzerine büyük bir bulut gibi astılar; Başka tehditlerle baskı gören Yahudiler, inatçılıklarından vazgeçip, sadece bu baskılarla gerekeni yaptılar. İsrailoğullarını ıslah etmeyi amaçlayan bu olayın bir mucize olduğu anlaşılsa da, tefsirlerde mahiyeti hakkında verilen bilginin hangi kaynağa dayandığı bilinmemektedir.

Mevcut Tevrat nüshalarında bu konu hakkında açık bir bilgi yoktur. Sadece Çıkış kitabında (19/18; 20/18-19) Sina Dağı’nın duman çıkardığından, dağın duman çıkardığından ve titrediğinden bahsedilir. Kur’an-ı Kerim, Yahudilere Hz. Muhammed zamanındaki böyle bir olayı hatırlattığı için, gerçek Tevrat nüshalarındaki bilginin daha sonra Tevrat nüshasından çıkarıldığı veya belirtilen şekilde konulduğu ve sözlü kültürde Kur’an’da anlatıldığı şekilde devam ettiği düşünülebilir. Nitekim Talmud’da (Şabat, 88a) “Kutsal varlık dağı büyük bir kayık gibi üzerlerine kaldırdı ve ‘Tevrat’ı kabul ederseniz iyi olur, yoksa burası sizin mezarınız olur’ dedi” ifadesi yer almaktadır.

Reşid Rıza’nın kaydettiğine göre Muhammed Abduh, bu olayın İsrailoğullarını tehdit etmek için yapılmadığını, çünkü tehdit ve baskı yoluyla iknanın borç ilkesine aykırı olduğunu belirtmiş; ayrıca A’raf suresi 71. ayetteki ifadeyi hatırlatarak olayın bir nevi deprem olabileceğine dikkat çekmiş; her halükarda olayın tehdit ve baskıdan ziyade insanların imanlarını güçlendiren, bilinç ve vicdanlarını harekete geçiren bir mucize niteliğinde olduğuna işaret etmiştir (I, 340-341). Esasen “… Sizden sağlam bir söz aldık ve dağı da üstünüze kaldırdık” ayetindeki kelime diziminden, önce söz alındığı, sonra dağın kaldırıldığı, dolayısıyla dağın kaldırılmasının söz almada tehdit unsuru olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır.

Bu gelişmeler karşısında İsrailoğulları bir süre Tevrat’ın hükümlerine uymuşlar, sonra 64. ayette bildirildiği gibi yine itaatten vazgeçmişler ve ağır bir azabı hak etmişlerdir; ancak Allah’ın lütuf ve merhameti sayesinde büyük bir felakete uğramaktan kurtulmuşlardır.

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 137-138

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*