Ağız bakımı denildiğinde akla diş ağrısı, ağız kokusu, diş kaybı gibi sorunların çözümü gelse de günümüzde diş ve diş etleriyle ilgili gülüş estetiği de oldukça önemli bir yere sahiptir. Çürük dişler, diş eti hastalıkları, diş dizilimindeki düzensizlikler, anormal renklenmeler ve diş kayıpları sonucu oluşan estetik sorunlar kişilerin sosyal hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca kişilerde özgüven eksikliğine ve hatta toplum içinde gülümsemekten çekinmelerine neden olabilir.
Bazen, bir kişi sağlıklı dişlere sahip olsa bile, dişlerinin ve diş etlerinin orantısızlığını, şeklini veya deformitesini estetik anlamda iyileştirmek isteyebilir. Güzel bir gülümseme, kişiye psikolojik güç verecek ve ayrıca etrafındaki insanlarda daha iyi bir izlenim yaratacaktır.
Teknolojinin ilerlemesi ve bilimsel çalışmaların artmasıyla birlikte artık birçok yöntemle daha güzel gülüşlere kavuşulabiliyor ve “estetik diş hekimliği” kavramı hayatımızda giderek daha fazla yer ediniyor.
Gülüş tasarımı nedir?
Estetik diş hekimliği denildiğinde akla ilk gelen kavramlardan biri “gülüş tasarımı”dır. Gülüş tasarımı, çeşitli nedenlerle bozulmuş diş ve diş etlerinin estetik görünümünün, hastanın yüz şekli ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak mümkün olduğunca doğal ve güzel bir görünüme kavuşturulması işlemidir. Multidisipliner bir yaklaşım olan gülüş tasarımı, birçok işlemin bir arada uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
Gülüş tasarımı hangi süreçleri içerir?
Her hastanın estetik ihtiyaçları farklı olduğundan yapılacak işlemler kişiye özel olarak belirlenir. Bu işlemler belirlenirken hastanın yüz hatları, cinsiyeti, yaşı ve beklentileri gibi faktörler göz önünde bulundurulur.
Öncelikle mevcut çürük dişler ve diş eti hastalıkları tedavi edilir ve diş temizleme işlemleri uygulanır. Daha sonra hastaların ihtiyaçlarına göre işlemler belirlenir. Bu işlemler genel olarak; gingivektomi adı verilen diş eti estetiği müdahaleleri, diş beyazlatma (bleaching) yöntemleri, implant ve protez uygulamaları ile eksik dişlerin telafi edilmesi, porselen laminalar ve kaplamalar, zirkonyum kaplamalar ve ortodontik tedaviler (tel tedavisi) olarak sıralanabilir.
Gülüş Tasarımı Nasıl Yapılır?
Gülüş tasarımında öncelikle hastanın estetik beklentilerini anlamak ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirlemek çok önemlidir. Hastanın ağzından ölçü alınarak hazırlanan modeller üzerinde sorunlar belirlenir ve planlamalar yapılır. Daha sonra hastanın ağız içi ve yüz fotoğrafları ile bilgisayar ortamında özel programlar kullanılarak ölçüler alınır ve yüz şekline uyumu hesaplanır. Tedavi sonrasında oluşacak en yakın görüntüler, orijinaline uygun olarak hazırlanan geçici restorasyonlar ve programlar ile hastaya sunularak görüşleri alınır.
Planlama tamamlandıktan sonra eğer ortodontik tedaviye gerek duyulmuyorsa öncelikle diş etlerindeki seviye bozuklukları düzeltilir. Diş eksikliği olan durumlarda planlanan implant uygulamaları ve gerekli görülen diğer cerrahi işlemler yapılır. Cerrahi işlemlerin iyileşme süreçleri tamamlandıktan sonra gerekirse diş beyazlatma işlemleri uygulanır. Bu aşamadan sonra bazen estetik kompozit dolgular ile dişlerdeki görsel ve şekilsel bozukluklar düzeltilir. Bu yöntemin yeterli olmadığı durumlarda porselen lamine ve kaplamalar ile zirkonyum kaplamalar devreye girer. Porselen lamine uygulamalarında genellikle dişlerde hiç aşındırma yapılmaz veya minimal aşındırma yapılır. Porselen veya zirkonyum uygulamaları uygun görülürse aşamalar sırasında yapılan provalarda hastanın tekrar görüşleri alınarak bazı değişiklikler yapılabilir. Tüm bu diş eti ve diş uygulamaları ve provaları sırasında dudak şekli ve kontürü de dikkate alınarak hedeflenen tasarıma son hali verilir.
Bazen, gülümseme tasarımı sırasında tıbbi estetik uygulamalar da kullanılır. Dudaklara ve yüze uygulanan dermal dolgular gibi uygulamalarla gülümseme vurgulanabilir.
Bir yanıt bırakın