Peygamberimizin Hırs İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

Hakim İbn Hizam (radıyallahu anh) şöyle dedi:

Allah Resulü’nden (Allah’ın selamı ve bereketi onun üzerine olsun) (servet) istedim ve bana verdi. Tekrar istedim ve bana verdi. Tekrar istedim ve bana verdi. Sonra şöyle dedi:

– “Ey Akıllı! Gerçekten bu servet çekici ve tatlıdır. Kim onu ​​tamah etmeden alırsa ona bereket verilir. Kim de tamah ederek alırsa ona bereket verilmez. Böylesi bir kimse, doymadan sürekli yiyen obur gibidir. Üstteki (veren) el, alttaki (alan) elden daha iyidir.”

Hakim diyor ki, bunun üzerine ben dedim ki:

Dedim ki: “Ey Allah’ın Resulü! Seni hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım müddetçe senden başkasından hiçbir şey kabul etmeyeceğim.”

Hazreti Ebu Bekir’in Hakim’i savaş ganimetlerinden kendisine bir pay vermeye davet ettiği gün geldi. Fakat Hakim onu ​​almaktan uzak durdu. Sonra Hazreti Ömer ona bir şey vermesini teklif etti. Hakim yine de kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi:

Dedi ki: “Ey Müslümanlar! Sizi Hakim’e şahit tutuyorum. Ona Allah’ın kendisi için ayırdığı ganimetten bir pay veriyorum, fakat o almak istemiyor.”

Bunun sonucu olarak Hakim, Resûlullah (s.a.s.)’in vefatından sonra vefatına kadar kimseden bir şey kabul etmemiştir.

Buhari, Vasaya 9, Cihad 27, Zekat 47, 50, Humus 19, Rikak 7, 11; Müslim, Zekat 96. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten 26, Zühd 41; Nesai, Zekat 50, 80, 93; İbn Mâce, Fiten 19

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“(Bir zamanlar) bir adam şöyle dedi:

“Elbette sadaka vereceğim” dedi. Gece evinden sadakasını aldı ve bilmeden bir hırsıza verdi. Ertesi gün, halk dedi ki:

– Sürpriz! Bu gece bir hırsıza sadaka verildi! diye konuşmaya başladı. Adam dedi ki:

– Allah’ım! Sana hamd olsun. Kesinlikle bir sadaka daha vereceğim, dedi. Sadakasını alıp evinden çıktı ve bir fahişeye verdi. Ertesi gün insanlar şöyle dediler:

– Bu mümkün değil! Bu gece bir fahişeye sadaka verildi! dedikodu yapmaya başladı. Adam:

– Allah’ım! Bir fahişeye sadaka verdiğin için sana hamdolsun. Kesinlikle sadaka vereceğim, dedi. Sadakasını aldı ve evinden çıkıp zengin bir adamın eline verdi. Ertesi gün insanlar şöyle dediler:

– Bu ne! Bu gece zengin bir adama sadaka verildi! diye mırıldanmaya başladı. Adam:

“Allah’ım! Hırsıza, fahişeye ve zengine sadaka veren sana hamdolsun” dedi.

Adama uykuda:

– Belki hırsıza verdiğiniz sadaka onu utandırır ve çalmayı bırakır. Belki fahişe yaptığı işi bırakıp iffetli bir kadın olur. Belki zengin bundan bir ders çıkarır ve Allah’ın kendisine verdiği servetten ihtiyaç sahiplerine verir.”

Buhari, Zekat 14; Müslim, Zekat 78. Ayrıca bkz. Nesai, Zekat 47

Ebû Mûsâ el-Eş’arî (radıyallahu anh) şöyle dedi:

Amcamın iki oğluyla birlikte Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in huzuruna girdim. İçlerinden biri şöyle dedi:

– Ey Allah’ın Resulü! Yüce Allah’ın sana verdiği görevlerden birinin komutanı olarak bizi tayin et! dedi. Diğer amcaoğlu da benzer bir şey söyledi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Vallahi biz, bu işi isteyen veya bu işe gönül veren kimseyi yönetici olarak tayin etmeyiz.”

Buhari, Ahkâm 7, İcâre 1, İstibat-ül-murteddin 2; Müslüman, İmara 15

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*