Bakara Suresi 73 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 73. ayetinin yazımı

Biz de: “Onun bir parçasıyla ona vurun” dedik. İşte Allah ölüleri böyle diriltir ve size ayetlerini gösterir ki, akıl erdirebilesiniz.

Bakara Suresi 73. Ayet Anlamı

Sonra dedik ki: “Ölüye bir sığır parçasıyla vurun.” İşte Allah ölüleri böyle diriltir ve size ayetlerini gösterir ki, düşünesiniz.

Bakara Suresi 73. Ayetinin Tefsiri

Bu ayetler İsrail tarihinden bir sahneyi anlatır. Burada, Peygamber zamanında Yahudiler tarafından bilindiği için (bkz. Tesniye, 21/1-9), söz konusu ineğin kesilmesini gerektiren olay hakkında hiçbir ayrıntı verilmez ve sadece 72. ayette bir adamın öldürülmesinden bahsedilir. Peygamber zamanındaki Yahudiler bu olay hakkında bilgi sahibiydi.

Bazı sahabeler de kendilerinden aldıkları bilgilere dayanarak olayın ayrıntıları hakkında açıklamalar yapmışlardır. Abdullah b. Abbas, Ubeyde b. Samit, Ebu’l-Aliye ve diğer bazı erken dönem müfessirleri gibi sahabelerin de verdikleri benzer bilgilere göre, çok zengin ve yaşlı bir Yahudi, mirasına ve diyetine göz koyan yeğeni tarafından öldürülüp bir yere atılmış ve cinayet masum bir kişinin üzerine atılmaya çalışılmıştır. Katil bulunamayınca toplumda neredeyse silahlı mücadeleye varacak bir gerginlik ortaya çıkmış ve olay Musa’ya bildirilerek bir çözüm bulması istenmiştir.

Allah’tan aldığı vahiy uyarınca onlara bir inek kesmelerini ve bir parçasıyla ölenin bedenine vurmalarını emretti. Bu yapıldığında ölen kişi dirildi ve onu öldüren kişinin kimliği ortaya çıktı (Taberî, I, 337-340; Râzî, III, 114). Böylece ölülerin mucizevi bir şekilde diriltilmesiyle adalet yerini bulmuş ve ihtilaf ortadan kaldırılmış, aynı zamanda Yüce Allah’ın ölüleri diriltmeye muktedir olduğu da gösterilmiş oldu.

67. âyette, kendilerine bir inek kesmeleri emredildiğinde İsrailoğullarının şaşırıp, “Sen bizimle alay mı ediyorsun?” dedikleri bildirilmektedir. Muhtemelen bu, ineğe bir kutsallık atfetmeleri ve onu kesmek istememeleri nedeniyleydi (Ateş, I, 181; Mevdûdî, I, 85). Bilindiği üzere İsrailoğulları Mısır’da uzun yıllar kalmışlardı. Mısır kültüründe ineklere kutsallık atfediliyordu. Mısır’daki bu batıl inançtan onların da etkilenmiş oldukları anlaşılıyor.

Nitekim Hz. Musa, Sina dağında iken kavmi Sâmirî’nin yaptığı altın buzağı heykeline tapmaya kalkmıştı (bk. Bakara 2/51, 54; A’raf 7/152; Tâhâ 20/85-96). Söz konusu ayetlerde, İsrailoğulları’nın, kesmek zorunda oldukları inek hakkında çok soru sormalarının sebebi, onu kesmek istememeleriydi.

Nitekim 71. ayetin sonundaki “Onlar yine aynısını yapacaklardı.” ifadesi, onların bunu istemeyerek yaptıklarını göstermektedir. Tevhid dininde Allah’tan başkasına ibadet etmek mümkün değildir. Bu sebeple Allah, onlardan bir inek kurban etmelerini istemekle, dolaylı olarak onun kutsal olduğuna dair inancı yok etmek istemiştir (İsrailoğullarının Hz. Musa’ya “Sen bizimle alay mı ediyorsun?” demelerinin ve ona peş peşe sorular sormalarının diğer sebepleri hakkında detaylı açıklamalar için bkz. Razi, III, 115-118).

Yüce Allah, başlangıçta İsrailoğullarına herhangi bir nitelik belirtmeden bir inek kesmelerini emretti. Allah’ın emri sorgusuz sualsiz itaat edilmesi gerektiği halde, onlar bu emri ilk başta garip buldular ve sonra kesilecek hayvanın nitelikleri hakkında sorular sorarak işlerini zorlaştırdılar.

Burada ayrıca din hakkında çok fazla soru sormanın insanlar için yararlı veya uygun olmadığına, soruların ayrıntıyı artırıp işleri zorlaştıracağına dair bir işaret vardır. Nitekim Maide Suresi’nin 101. ayetinde, “Ey iman edenler! Açıklandığında size sıkıntı verecek konularda soru sormayın.” buyurulmaktadır. Hz. Peygamber de din hakkında çok fazla soru sormanın doğru olmadığını belirtmiştir (Buhari, “Rikāk”, 22; Müslim, “Akzıye”, 10, 11, 12).

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*