Peygamberimizin Kötü Söz İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

İbn Mes’ud (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Olgun bir mümin, tenkitçi, lanetleyici, kötü iş yapan, kötü söz söyleyen olamaz.”

Tirmizi, Birr 48

İbn Mes’ud (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Mümin, insanları kötüleyen, onlara söven, çirkin söz ve davranışlarda bulunan kimse değildir.”

Tirmizî, Birr 48. Ayrıca bkz. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, I, 405, 416.

Ebû Abdurrahman Bilâl İbnu Hâris el-Müzenî (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kul, Allah’ın hoşnut olacağı bir söz söyler, fakat bunu yaparak Allah’ın rızasını kazanacağı aklına gelmez. Fakat Allah, kıyamet gününe kadar o söz sebebiyle o kişiden hoşnut olur.

Benzer şekilde, bir kul Allah’ın gazabına uğrayacak bir şey söyler, fakat sözlerinin Allah’ın gazabına uğrayacağını düşünmez. Ancak Allah, o kötü söz yüzünden Kıyamet Günü’ne kadar o kişiye gazap edecektir. O zaman O’nunla karşılaşacaktır.”

Muvatta, Kelam 5; Tirmizî, Zühd 12. Ayrıca bkz. İbn Mâce, Fiten 12.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı şöyle buyururken dinledim:

“Kim kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hac yaparsa, doğduğu günkü gibi günahsız olarak döner.”

Buhari, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438. Ayrıca bkz. Tirmizî, Hac 2; Nesai, Hac 4; İbn Mâce, Manasik 3

Abdullah İbnu Sercis (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir yolculuğa çıktığında yolculuğun zorluklarından, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyi iken kötü olmaktan, mazlumların bedduasından ve dönüşte malının ve ailesinin kötü durumda bulunmasından Allah’a sığınırdı.

Müslim, Hac 426. Ayrıca bkz. Tirmizi, Daawāt 41; Nesa’ī, İsti’āzah 41-42; İbn Mace, Dua 30.

Ebû Zerr Cündeb İbnu Cünâde (radıyallahu anh)’den rivayete göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Ümmetimin bütün iyi ve kötü amelleri bana gösterildi. İyi amelleri arasında yoldan geçenlere zarar veren şeyleri yollardan kaldırmayı buldum. Kötü amelleri arasında camide temizlenmeden bırakılan balgamı gördüm.”

Müslim, Mescid 57. Ayrıca bkz. İbn Mâce, Edeb 7

İbn Ömer (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle olduğu söylenen kişi söylendiği gibi ise, söz doğrudur; gerçekleşmiştir. Aksi halde, bu söz onu söyleyene döner.”

Buhari, Edeb 73; Müslim, İman 111. Ayrıca bkz. Tirmizi, İman 16.

Ebû Kebşe Amr İbnu Sa’d el-Enmârî (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı şöyle buyururken dinledim:

“Üç tane özelliğim var ki, yemin edebilirim; onları iyi hatırlayın!

Bir hizmetçinin malı sadaka vermekle eksilmez.

Haksızlığa uğrayan kimsenin Allah şerefini artırır.

Dilencilik kapısını açan kimseye Allah da fakirlik kapısını açar. (Yahut buna benzer bir cümle söylemiştir.)

“Sana bir şey daha söyleyeceğim, iyi hatırla,” dedi ve emretti:

“Dünyada dört tip insan vardır:

(Birincisi) Allah’ın kendisine mal ve ilim verdiği kimsedir. Bu kimse Allah’a karşı saygılı davranır, akrabalarına bakar ve o mal üzerinde Allah’ın haklarını yerine getirir. Bu en yüksek derecedir.

(İkincisi) Allah’ın kendisine ilim verdiği ama servet vermediği iyi niyetli kişidir. İyi niyetle “Eğer servetim olsaydı, filan adam gibi davranırdım” der. İyi niyetinin karşılığını alır. İkisinin de karşılığı eşittir.

(Üçüncüsü) Allah’ın kendisine mal vermiş ama ilim vermemiş olduğu kimsedir. Cahilliğinden dolayı malını savurganca harcar, Allah’a karşı sorumluluk bilincinde davranmaz, akrabalarına bakmaz ve Allah’ın o mal üzerinde bir hakkı olduğunu fark etmez. Böyle bir kimse en kötü durumdadır.

(Dördüncüsü) Allah’ın kendisine ne mal ne de ilim verdiği kimsedir. Bu kimse, “Eğer malım olsaydı, filan gibi yer, içerdim.” der. Bu kimse niyetinin karşılığını görür. Dolayısıyla bu iki kişinin günahları eşittir.

Tirmizî, Zühd 17

Ebû Mûsâ el-Eş’arî (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, güzel koku satan bir satıcı ile körükçü gibidir: Misk satan kişi ya sana güzel kokusundan bedava verir ya da sen onu satın alırsın ya da (en azından yanında olduğun sürece) güzel kokusunu alırsın. Körük çeken kişi ya elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.”

Buhari, Zebaiha 31, Buyu’ 38; Müslim, Birr 146. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Edeb 16.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*