BUNDAR BİN HÜSEYİN ŞİRAZİ
Büyük evliyalardan biri. Soyadı Ebu’l-Hüseyin, adı Bundar bin Husayn bin Muhammed bin Mahleb’dir. Doğum tarihi ve yeri bilinmemektedir. Şirazlıdır ve Erracan’da yaşamıştır. Bundar bin Husayn aynı zamanda Usul ve Akâid ilimlerinde de alimdi. Ebu Bekir Şibli’nin sohbetlerine katılmıştır. Hakkaik ilmi ve tasavvufun incelikleri hakkında çok meşhur sözleri vardır. 964 (353 H.) yılında Erracan’da vefat etmiştir. Cenazesi Ebu Zara-i Taberi tarafından yıkanmıştır.
Bundar bin Hüseyin diyor ki:
“Bid’at ehliyle beraber olmak, kişinin Allah Teâlâ’dan uzaklaşmasına sebep olur.”
“Arkadaşlarınıza nereye gittiklerini, ne yaptıklarını sormak görgü kurallarına aykırıdır.”
“Dünya sevgisi bir kalbe girince, o kalbi Allah’a ibadet etmekten alıkoyar.”
“Cennete gitmek için, ruhunun arzuladığı şeylerden uzak durmak gerekir.”
“Ağlamanın çeşitli çeşitleri vardır. Bir kısmı daha önce var olmayan bir şeyi elde etmenin sevincinden dolayı ağlar. Bir kısmı da elinde olan bir şeyi kaybetmenin üzüntüsünden dolayı ağlar. Cenab-ı Hak sevinçten ağlamakla ilgili bir ayette şöyle buyurmaktadır: “Onlar, Resûlullah’a indirileni (Kur’an’ı) dinledikleri zaman, gerçeği anladıkları için gözlerinin yaşla dolduğunu görürsün. Derler ki: “Rabbimiz! İnandık, artık bizi de şahitlik edenlerle beraber yaz.” (Maide Suresi: 83) Üzüntüden ağlamakla ilgili bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Kendilerine binmek için sana gelenlere: ‘Size binebileceğiniz bir at bulamadım’ dediğin zaman, harcayacak bir şey bulamadıkları için üzüntüden ağlayarak geri dönenlere bir günah yoktur.” (Tevbe Suresi: 92)
“Allah’tan başka her şeyi terk etmeyen, O’na tam anlamıyla kavuşamaz.”
Bundar bin Hüseyin’e tasavvuf ehli ile zahiri ilim ehli arasındaki fark sorulduğunda şu cevabı vermiştir: Sufi, nefsi Allah tarafından temizlenmiş ve seçilmiş olan kimsedir. Zahiri ilim ehli ise bunları elde etmeye çalışan, Rabbinin emirlerini bilen ve haramlardan korunan kimsedir. Sufi kelimesi üç harften oluşmuştur. Her harfin üç manası vardır. “Sad” harfi sadakati, sabrı ve temizliği ifade eder. “Vav” harfi sevgi ve sadakati ifade eder; “Fâ” harfi ise fakirliği, bir şeyi kaybetmeyi ve yok olmayı ifade eder.
Bundar bin Hüseyin’in bir şiiri:
Zamanın sıkıntıları ve musibetleri beni terbiye etti.
Nasihat ancak akıllılara mahsustur.
Acısını, tatlısını, hepsini tattım.
Cesur bir adamın hayatı zordur.
Bütün sıkıntılardan ve nimetlerden,
Kesinlikle kaderimmiş.
KAYNAKLAR
1) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.467
2) Hilyet-ül-Evliya; v.10, s.384
3) Risâle-i Kuşayri; s.175
4) Tabakat-ül-Kübra; v.1, s.103
5) Tabakat-i Şafiiyye; v.3, s.224
6) Tabyin-ü Kizb-il-Müfteri; P. 179
7) Tabakat-ı Ensari; s.422
8) Sefînet-ül-Evliyâ (Farsça); s.152
9) Firdevs-ül-Mürşidiye; s.260
10) Tabakat-ı Evliya; s.120
11) İslam Âlimleri Ansiklopedisi; c.4, s.3
Bir yanıt bırakın