Peygamberimizin Nefes İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

İbn Abbas (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Deve gibi bir nefeste içme. İki veya üç nefeste iç. Bir şey içeceğin zaman Bismillah de, içtikten sonra da Elhamdülillah de.”

Tirmizî, Eşribe 13

Enes (radıyallahu anh)’in anlattığına göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) suyu ve diğer içecekleri üç nefeste içerdi.

Buhari, Eşribe 26; Müslim, Eşribe 123. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Eşribe 19; Tirmizi, Eşribe, 13; İbn Mâce, Eşribe 18.

Cabir (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Cennet ehli cennette yerler ve içerler, ama dışkılamazlar veya burunlarını sümkürmezler. Sadece hoş bir kokuyla geğirirler ve terlerler. Bir insan kendi kendine nefes aldığı gibi, Yüce Allah’ı da O’nun ilahlığına yakışmayan sıfatlardan arındırırlar ve kendi kendilerine tekbir getirirler.”

Müslim, Cennet 18. Ayrıca bkz. Buhari, Bed’ül-halk 8, Enbiyâ 1

Ebû Said el-Hudrî (radıyallahu anh)’den rivayete göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) içilecek şeylere üflemeyi yasaklamıştır.

Sonra bir adam dedi ki:

– Çöpün konteynere düştüğünü gördüğümde ne yapmalıyım?

– “Kaba ne düşerse dök!” diye emretti.

Bu sefer adam:

“Suyu tek nefeste içtiğimde kendimi kaptırmıyorum” dedi.

Allah Resulü de şöyle buyurmuştur:

– “Öyleyse su kabını ağzından çek!” dedi.

Tirmizî, Eşribe 15.

Ebû Kerime Mikdad İbnu Ma’dikerib (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Hiç kimse midesinden daha tehlikeli bir kabı doldurmamıştır. Yine de birkaç lokma, bir insanın kendisini ayakta tutması için yeterlidir. Çok yiyecekse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içmeye ve üçte birini de nefes almaya ayırmalıdır.”

Tirmizî, Zühd 47. Ayrıca bkz. İbn Mâce, At’ima 50.

Resûlullah (s.a.v.)’in azatlı kölesi, dostu ve dostunun oğlu olan Ebû Zeyd Üsâme İbnu Zeyd İbnu Haris (r.a.)’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:

Kızı (Zeyneb) Peygamber’e (s.a.v.) bir mesaj göndererek şöyle dedi: – Oğlum ölmek üzere, lütfen bize gel. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

– “Veren ve alan Allah’tır. Onun katında her şeyin bir zamanı vardır. Sabretsin ve Allah’tan mükafatını beklesin,” dedi ve kızına selam yolladı.

Bunun üzerine kızı Peygamberimize (s.a.v.) şöyle dedi:

– Lütfen gelsin, diye tekrar mesaj gönderdi. Bu sefer Peygamber (s.a.v.) kalktı ve Sa’d ibn Ubade, Mu’az ibn Cebel, Ubey ibn Ka’b, Zeyd ibn Sabit ve diğer bazı sahabelerle birlikte kızının yanına gitti. Çocuğu Peygamber’e verdiler ve o da onu kollarına aldı. Küçük çocuk zor nefes alıyordu. Allah Resulü’nün gözlerinden yaşlar aktı.

Durumu gören Sa’d İbn Ubade şöyle dedi:

“Ey Allah’ın Resulü, bu nedir?” diye sordu. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):

– “Bu, Allah’ın kullarının kalbine koyduğu merhamet duygusudur” dedi.

Hadisin bir başka rivayetinde Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Bu, Allah’ın dilediği kullarının kalplerine koyduğu bir rahmettir. Şüphesiz Allah, ancak merhametli kullarına merhamet eder.”

Buhari, Cenaiz 33, Müslim, Cenaiz, 9, 11. Ayrıca bkz. Buhari, Eymen 9, Merda 9, Tevhid 25; Ebu Davud, Cenaiz 24, Edeb 58; Nasa’i, Janaiz 22; İbn Mâce, Cenaiz 53

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*